1970’li Yıllarda Dünya’da ve Türkiye’de Müzik

1970’li Yıllarda Dünya’da ve Türkiye’de Müzik

70’lerde plaklar dönerken zaman dururdu sanki… Aşklar mektupla yaşanır, şarkılarla anlatılırdı.Bu dönem, 1960’ların başlattığı değişimin iyice olgunlaştığı, pek çok türün birbiriyle kesiştiği, hatta çatıştığı bir çağdı. Rock’ın yıldızlaştığı, disko topunun döndüğü, punk’ın yumruğunu sıktığı bir on yıl…Aynı zamanda bu dönemde müzik sadece eğlence değil, bir başkaldırı, bir düşünce, bir duruş oldu.

Rock ve Progressive Rock’ın Altın Çağı

Led Zeppelin, Deep Purple, Black Sabbath gibi gruplar hard rock ve heavy metal’in temelini attı.

Pink Floyd, Genesis, Yes, King Crimson gibi gruplar progressive rock ile müziği neredeyse bir senfonik deneyime dönüştürdüler. Konsept albümler, uzun şarkılar ve felsefi sözler… Hepsi bu dönemin imzasıydı.Özellikle Pink Floyd’un “The Dark Side of the Moon” (1973) albümü, hem müzikal yenilik hem de derinlik açısından hala bir başyapıttır.

Disko ve Funk Fırtınası

1970’lerin ikinci yarısında disko çılgınlığı başladı. Dans pistleri, parlak kıyafetler ve ritim!

Bee Gees, Donna Summer, Chic, Gloria Gaynor, disko müziğiyle gece kulüplerini adeta ateşe verdi.

Funk tarafında ise James Brown, Parliament-Funkadelic, Earth, Wind & Fire ritim ve groove’un efendisiydi.

Bob Dylan, Neil Young, Joni Mitchell, Crosby, Stills, Nash & Young gibi sanatçılar, Vietnam Savaşı’na ve sosyal adaletsizliklere karşı şarkılar söylediler.

David Bowie, T. Rex, Roxy Music,Kiss makyajlı yüzler, cinsiyet ötesi imajlarla sahnedeydi. Müzik kadar görüntü de konuşuyordu.

Punk ise 1976-77 civarında patladı: Sex Pistols, The Clash, Ramones. Kısa, sert, hızlı ve öfkeliydi. Düzen karşısında bir çığlıktı !..

Türkiye’de 70’ler Anadolu Rock’ın yükselişi ve büyük şehirlere göçün artması ile Arabesk müziğin başlangıcı ile geçmiştir.Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses gibi isimler toplumun yalnızlığını, hüznünü, çaresizliğini şarkılara döktmüştür.Özellikle dar gelirli kesimlerde arabesk bir kimlik haline geldi.

Ajda Pekkan’nın “Petrol”ü, Nilüfer’in “Boşver”i dönemin ikonik şarkıları olmuştur.

Ayrıca 1975’te Türkiye, Eurovision’a ilk kez katıldı: Semiha Yankı – “Seninle Bir Dakika”.

Türkiye’de 1970’ler aynı zamanda gazino dönemidir. Büyük orkestralar, büyük sesler… Zeki Müren, Müzeyyen Senar, Bülent Ersoy gibi klasik Türk müziği sanatçıları , İstanbul Gelişim Orkestrası , Durul Gence 5 ve Erol Pekcan Orkestrası bunlardan başlıcalarıdır.Her sanatçının arkasında genellikle canlı bir orkestra vardı. Playback yoktu, her şey sahiciydi. Trompetin hüznü, kemanın iç titreten sesi, darbukanın kıvrak ritmi… hepsi oradaydı.

Dünya genelinde vinil plaklar, kasetler, radyolar, müziğin ulaşılabilirliğini artırdı.

Türkiye’de kasetçilerin önü dolup taştı, bir kaset bir aşk demekti.

O dönemde orijinal plaklar ve kasetler pahalıydı.Özellikle Anadolu’nun dört bir yanındaki insanlar için büyük şehirlerde çıkan orijinal baskılar ulaşılmazdı.1970’lerde politik ortam da çalkantılıydı. Bu nedenle bazı politik şarkılar, sol görüşlü grupların marşları, Alevi deyişleri gibi eserler resmi olarak basılamıyordu.

İşte bu noktada korsan kasetler devreye giriyordu. Hem daha ucuzdu hem de “Her türden müzik” sunuyordu.

EN ÇOK KORSANI YAPILAN KASETLER

Orhan Gencebay – “Batsın Bu Dünya” (1975)

Müslüm Gürses – “İsyanlardayım” / “Küskünüm” Serileri

Ferdi Tayfur – “Çeşme” (1977)

İbrahim Tatlıses – “Ayağında Kundura” (1975 )

Barış Manço – “2023” (1975)

Selda Bağcan – “Türküleri” (1971–1975 arası kayıtlar)

Ajda Pekkan – “Ajda 1975”

Erkin Koray – “Elektronik Türküler” (1974)

Tüm bunların yanında boş kasetler satın alınır radyodan veya plaktan bu kasete Karışık kayıtlar yapılır.Arşivlenir veya eşe, dosta , sevgiliye hediye edilirdi.

Kısacası 70’ler müzikte aşk, acı, başkaldırı ve umut arasında gidip gelen bir duygular senfonisiydi.

Share post: